13 Ağustos 2015 Perşembe

İLK BİR YILDA BEBEK BESLENMESİ

 Tamamlayıcı beslenme nedir?

Anne sütünün tek başına, süt çocuğunun besin ihtiyacını karşılamaya daha uzun süre yeterli olamayacağı zamanda başlatılan ve diğer yiyecek ve içeceklerin anne sütü ile birlikte sunulduğu süreçtir. Tamamlayıcı besinler, geçiş besinleri ve aile yemekleri olmak üzere iki gruptan oluşur.  Geçiş besinleri, süt çocukları için özel hazırlanmış besinlerdir. Aile yemekleri ise ailenin diğer fertlerinin tükettiği sofra yemeklerinden oluşur. Tamamlayıcı beslenme için en uygun dönem 6-24 aylar arasıdır, bu dönemde emzirmenin sürmesi çocuk sağlığı açısından oldukça önemlidir.


Tamamlayıcı besinlere ne zaman başlanmalı?

Çoğu anne bebeğine tamamlayıcı gıdaları başlamak için doğru zamanın ne zaman olduğunu merak eder. Bebeklerin bedeni 4-6 aya kadar katı gıdalar için hazır değildir. Bebekler için ilk altı ayda en ideal besin anne sütüdür. Bundan sonra bebeğin enerji gereksinimi ve demir ve çinko gibi bazı besin maddeleri tek başına anne sütü ile karşılanamaz. Dolayısıyla bu dönemden sonra bebekler yaşamın 2 yılı boyunca anne sütüne ilaveten tamamlayıcı besinleri almalıdır.

Tamamlayıcı beslenmeye geçiş zamanına etki eden etmenler nelerdir?

Katı besinlerle beslenme yeteneği; kas-sinir sistemi, sindirim sistemi, boşaltım sistemi ve savunma sistemlerinin olgunlaşması ile yakından ilgilidir.
Kas-sinir sistemi: Beslenme ile ilgili  refleksler gelişimin farklı basamaklarında ortaya çıkar. Arama, emme, yutma refleksleri beslenmeyi kolaylaştırırken, dil ile itme refleksi katı besinlerin alımını zorlaştırır. Dördüncü aydan önce süt çocukları, besini lokma haline getirme, yutağa gönderme ve yutma için gereken kas-sinir uyumuna sahip değildir. Katı gıdaları alabilme ve yutma için gereken vücut duruşunun sürmesini sağlayan oturma yeteneği henüz kazanılmamıştır. Bebekler yaklaşık beşinci ayda ellerine aldıkları cisimleri ağızlarına götürebilir, çenenin yukarı aşağı hareketi ile ağız içindeki besinleri ezme ve dişlerin görünmeye başlaması ile çiğneme yetenekleri gelişir. Sekizinci ayda çoğu bebeğin dişlerinin çıkması, desteksiz oturabilme ve katı lokmaları yutabilecek dil esnekliğine sahip olması; katı besinlerin tüketimini kolaylaştırır. Hemen sonra el becerilerinin de gelişmesi (bardak, kaşık tutma v.s) bebeği bir yaş civarında aile sofrasına hazırlar. Yeme işlevi ile ilgili becerilerin zamanında ortaya çıkmadığı durumlarda, beslenme ile ilgili davranış sorunları ve beslenme bozuklukları sonraki yıllarda da sürebilmektedir.
Sindirim sistemi: Süt çocuklarında mide, bağırsak ve pankreas enzimleri erişkin düzeye ulaşmamıştır. Dördüncü aydan itibaren mide asidinin yeterli düzeye ulaşması ile protein  sindirimi kolaylaşır. Nişasta sindirimi için gerekli olan amilazın bir yaş civarında erişkin düzeyine ulaşmasına rağmen, pişirilmiş nişastanın sindirimi ve emiliminde sorun yoktur. Geçiş besinlerinin başlandığı altıncı ayda sindirim sistemi; yağ, protein ve nişastanın etkin sindirimi ve emilimi için yeterli derecede olgunlaşmıştır. Ancak, bebeklerde mide küçüktür. Bu  nedenle enerji ve besin gereksinimlerini karşılayabilmek için , tamamlayıcı besinlerin yüksek enerjili ve mikro besin içeriğinin zengin olması gerekmektedir.
Boşaltım sistem: Yenidoğanın sınırlı böbrek işlevi yüksek "solüt" yükü ile baş edebilecek düzeyde olmadığı gibi, yoğunlaştırma yeteneği de sınırlıdır. Anne sütünün derişimi süt çocukları için uygun olup, özellikle değişime uğramamış inek sütü alan çocuklarda aşırı böbrek "solüt" yükü endişe vericidir. Bu nedenle, tamamlayıcı beslenme ile ilgili öneriler, böbrek gelişim düzeyi dikkate alınarak yapılmalıdır. Dördüncü ay civarında süt çocuğunun böbrek işlevleri oldukça olgun hale gelmiş olup, yüksek "solüt" yükü ile başetme ve yoğunlaştırma yeteneği gelişmiştir.
Savunma sistemi: Yenidoğanda bağırsak yüzeyi, mikroorganizmalara karşı savunmasız,  bazı antijenik besin proteinlerine karşı duyarlıdır. Anne sütü içinde bulunan çok sayıda etken, bağırsak mukozasının olgunlaşmasını hızlandırır ve sindirim sistemini geçiş besinlerinin sindirimine hazırlar.

Tamamlayıcı Besinlere Neden 6 Ayda Başlanmalıdır?

Altı aydan sonra bebeğin artan kalsiyum ve enerji gereksinimini yalnızca anne sütüyle karşılanamaz. Dahası doğumda sağlanan demir ve çinko depoları tükenmeye yüz tutmuştur. Ayrıca bebeğin gelişimi için de bu dönemde katı gıdalara geçilmesi gerekmektedir.
Farklı tat ve kıvamlar bebekte ısırma ve çiğneme becerisini arttırır. Çiğneme becerisi ise ağız ve dil uyumunu arttırır. Ek besinlere daha geç başlanması ise ileride besinlerin reddedilmesine neden olabilmektedir.
Bebeğin tamamlayıcı besin alabileceğini gösteren olgunluk belirtileri nelerdir?
Bebeğin tamamlayıcı besin alabileceğini gösteren olgunluk belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
* Bebeğin başını ve boynunu dik tutabilmesi, destekle oturabilmesi,
* Ellerini, oyuncaklarını ağzına götürmesi,
* Besinlere bakması, uzanması, ağzını açması,
* Ağzına verilen besinleri dili ile dışarıya itmemesi,
* Besinleri kaşıktan alabilmesi,
* Ağzına verilen besinleri ağız boşluğunun arka tarafına aktarabilmesi,
* Dişlerin çıkmaya başlamasıdır.

Tamamlayıcı besinlere erken başlamanın sakıncaları nelerdir?

Tamamlayıcı gıdalara erken başlandığında anne sütünün verimi ve hastalıklara karşı koruyucu etkisi azalır. Büyüme açısından bir üstünlüğü de yoktur. Buna karşılık alerjik hastalıklara ve ishal ve zatürre gibi hastalıkların artışına neden olabilir. Ayrıca bebeğin çiğneme ve yutma işlevleri tamamlanmadığı için katı gıdalar boğulmalara neden olabilir.

Tamamlayıcı besinlere geç başlamanın sakıncaları nelerdir?

Bebeğin büyüme ve gelişmesi yavaşlar. Besin ögelerinin yetersiz alınması beslenme bozuklukları ve kansızlık gibi hastalıkların görülme sıklığını arttırır. Ayrıca beslenme ile ilgili davranış bozuklukları gelişebilir.

Tamamlayıcı besinlerin miktarı ve sıklığı ne olmalıdır?

Çocuklar tamamlayıcı besinlere başladığında yeni tat ve  dokulara alışması zaman alacaktır. Çocuğun besinleri yeme becerisini kazanması da gereklidir. Ailelerin yeni besinleri günde 2 kez 2-3 küçük kaşık vermeleri desteklenmelidir.


Tamamlayıcı besinlere geçme sürecinde ne gibi sorunlar yaşanabilir?

Yaşamın 6. ayı katı gıdalara alışma açısından kritik dönemdir. Eğer bu dönem iyi değerlendirilmez veya pürtüklü gıdalara başlama zamanı geciktirilirse katı gıdaların yutulmasında sorunlar oluşur. Karşı reaksiyon olarak kusma atakları ortaya çıkar ve ileri yaşlara kadar devam edebilir. Bu sorunun önlenmesinde bebeklerin yaşadığı ortamlarda gıda öğütücü aletlerin (blender) bulundurulmaması büyük önem taşımaktadır. Sebze çorbası, et gibi pürtüklü yiyecekler ilk verildiklerinde öğütücü yerine tel süzgeçten geçirilmelidir. Ve başlangıçta bir, iki çay kaşığı gibi az miktarlarda sunulmalıdır. Giderek miktar bir hafta -10 gün içinde basamak basamak artırılmalı ve sonunda bir öğün oluşturulmalıdır. Aksi takdirde ek gıdalara geçiş sürecinde yapılan hatalar klasik beslenme savaşlarını başlatabilir. Her bebeğin pürtüklü gıdalara alışma süreci değişkendir. Bazısı 1-2 günde bazısı 10-15 günde alışabilir. Bu nedenle bebeklerin bireysel farklılıklar gösterebileceği gerçeği de göz önünde tutulmalıdır.

Bu noktada bir diğer sorun, anneler veya bakıcıların her koşulda kendi istedikleri gıdaları, kendi istedikleri zamanda ve kendi istedikleri miktarlarda yedirmeye çalışmalarıdır. Bebekler ise bu dayatmalara özgün tepkilerle ve sürekli olarak karşı çıkarlar. Çünkü mide kapasiteleri her zaman annelerinin isteklerine uygun olmayabilir. Veya bir önceki öğünde yoğun kalori ve protein aldıklarından henüz yeterince acıkmamış olabilirler. Sonuçta süreklilik gösteren ve her öğünde aynı şiddette uygulanan karşı taarruzla, anne veya bakıcılarının yedirme taarruzu ile savaşmak zorundadırlar.  Bebeklerin bu dayatmalara çok yönlü karşı çıkışları ve tepkileri yeterince anlaşılamadığında beslenme savaşları giderek derinleşir. Çünkü anne bebeğinin yediği miktardan tatmin olmamıştır. Kendi düşüncesi gereği bebeği her öğünde aynı performansı göstermeli ve aynı miktarlarda yemelidir. Yetersiz performans karşısında anne gerilir ve yüz ifadesi değişir. Bu gerginliği algılayan bebek ise bağımsızlık hakkı için direnmeye devam eder. Tam bu noktada beslenme uzmanlarının araya girmesi ve karşılıklı beklentileri dengelemeleri gerekmektedir. Anne ile bebek arasında giderek derinleşen beslenme savaşını iki taraftan birinin çözmesi hemen hemen olanaksızdır. Bu kargaşada barışa davetiye çıkarma görevi bebekleri izleyen hekimlere düşmektedir.

Aylara Göre Verilmesi Önerilen Besinler

0- 6 ay
SADECE ANNE SÜTÜ… Bebeğiniz ağladıkça ve acıktıkça anne sütü vermelisiniz. Anne sütü yoksa ve ya yetersizse anne sütüne uyarlanmış mama ve ayına uygun hazırlanmak kaydıyla inek sütü verebilirsiniz.
(Bebeğin aylara göre büyümesi izlenmelidir)

6. ay
Anne sütüne aldığı sürece ve miktarda devam edilmelidir. . Anne sütü yoksa ve ya yetersizse 3-4 öğün devam maması ve inek sütü (500 ml/gün) verebilirsiniz.
Yoğurt
Meyve suyu, sebze suyu ve püresi
Pekmez
Şekersiz muhallebi (süt + pirinç unu)
Yumurta sarısı (1/4 oranında)
Besinlerin hazırlanmasında inek sütü küçük miktarlarda kullanılabilir


7. ay
Anne sütüne devam
Yoğurt
Meyve suyu, sebze suyu
Pekmez
Pirinç unu, pirinç
Yumurta sarısı (tam)
Et (balık, tavuk etleri ve kırmızı et)
Bitkisel yağlar
Sebze püre veya sebze çorba

8. ay
Anne sütüne devam
Yoğurt
Meyve suyu, sebze suyu
Pekmez
Et (balık, tavuk etleri ve kırmızı et), kuzu veya tavuk karaciğeri
Bitkisel yağlar
İyi ezilmiş ev yemekleri (kıymalı ve sebzeli)
Tam yumurta veya pastörize peynir
Tahıl – kırmızı mercimek, kurufasulye, nohut ezmeleri

9-10 ay
Anne sütüne devam
Yoğurt
Meyve suyu, sebze suyu
Pekmez
Et (balık, tavuk etleri ve kırmızı et), kuzu veya tavuk karaciğeri
Bitkisel yağlar
İyi ezilmiş ev yemekleri (kıymalı ve sebzeli)
Tam yumurta veya pastörize peynir
Tahıl – kırmızı mercimek, kurufasulye, nohut ezmeleri
İnce çekilmiş kıymadan köfte veya herhangi bir çorba

10-12. ay
Anne sütüne devam
Yoğurt
Meyve veya taze sıkılmış meyve suyu, sebze suyu
Pekmez
Yumurta (tam) veya pastörize peynir
Aile sofrasına oturtulup kendi deneyimlerine göre seçim  (ev yemekleri, dolmalar, kıymalı   sebze yemekleri, tarhana, mercimek, unlu ve yoğurtlu çorbalar, makarna, pilav vs)


Haftada 1-2 öğün haşlanmış veya ızgara taze balık ve haşlanıp ezilmiş karaciğer verilmeye  başlanabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder